
Psikanalitik / Psikodinamik Psikoterapi Nedir?
Erken çocukluk yaşantımız tüm hayatımız üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Özellikle 0-6 yaş dönemi içinde temel bakım verenlerle kurduğumuz ilişkileri, hayatımızın sonraki dönemlerinde de diğer insanlarla tekrarlarız. Örneğin, ebeveyniyle ilişkisinde kendini yetersiz, yardıma muhtaç ve onaylanmayan çocuk olarak algılayan ve bu durumda çaresiz hisseden biri, romantik veya arkadaş ilişkilerinde de bu kalıbı yaşıyor olabilir. Terapinin bir döneminde bu duyguyu terapistine de aktaracaktır. Terapist diğer insanlardan farklı olarak, hemen karşılık vermeyecek; bu ilişkiyi/aktarımı taşıyacak ve danışanla beraber analiz edecektir. Değişim de böylelikle gerçekleşecektir.
Hiçbir insan kendini tek bir şekilde algılamaz ve tek bir duygu hissetmez. Terapide tüm bu farklı hallerin ortaya çıkabilmesi için terapist yansızdır; yönlendirme yapmaz. Bu terapi çalışması ruhsal olanla ilgilidir; dolayısıyla terapist çoğunlukla sessizdir ancak bu aktif bir sessizliktir ve danışanın kendi çağrışımlarına yer açar. Serbest çağrışım kişinin zihninden geçenleri sansürlemeden aklına geldiği haliyle dile getirmesidir. Bu yöntemle kişinin günlük hayatta farkında olmadığı, bilinç dışında kalan kısmın açığa çıkması sağlanır. Bu dışavurum yalnızca sözlerle değil duygularla, rüyalarla, dil sürçmeleri ve sakar eylemlerle de gerçekleşir.
Psikanalitik psikoterapide esas olan terapistle kurulan ilişkidir. Terapiste karşı hissedilen duygular değişkendir ve iyileştirici olan değişen duygulara rağmen terapistle kurulan ilişkinin sürekliliğidir.