top of page

Pazartesi Kesin Başlıyorum!

Erteleme kelimesi, Latincede yarına erteleme anlamına gelen procrastinare sözcüğünden türemiştir. Aynı zamanda, Yunancada sağduyumuza aykırı bir şey yapmak anlamına gelen akrasia sözcüğüyle de bağlantılıdır. Bu kökenler, ertelemenin sadece bir işi geciktirmeden ibaret olmadığını, kişinin bazen kendi mantıklı kararlarına rağmen harekete geçmekte zorlandığını ve hatta kendine engel olduğunu gösterir.


Yıl sonu, geçmişi gözden geçirmek ve yeni hedefler koymak için güzel bir fırsattır. Çoğu kişi bu dönemde yapılacaklar listesi hazırlar ve yeni yıl için planlar yapar. Ancak bu hedefler, sık sık “Pazartesi başlayacağım” ya da “Yeni yılda başlayacağım” gibi ifadelerle ertelenir ve uygulamaya geçmeden yalnızca bir düşünce olarak kalır. Bu da ertelemeciliği, bu süreçte sıkça karşımıza çıkan bir engel haline getirir. Tim Pychyl’in ifade ettiği gibi, Erteleme aslında bir zaman yönetimi sorunu değil, bir duygu düzenleme sorunudur.” Kişi; genellikle başarısızlık korkusu, mükemmel olamama endişesi veya eleştirilme kaygısı gibi belirgin bir kaygı ya da sıkıntıya yol açan tekrarlayan düşüncelerle başa çıkmakta zorlandığında işleri ertelemeye yönelir. Bu düşünceler her zaman bilinçli olmayabilir; bazen tembellik gibi gözüken durum aslında bilinçdışı çatışmalarımızın yarattığı bir engellenme ve erteleme hali olabilir. Örneğin, “Ya yeterince iyi yapamazsam?”, “Bu işin altından kalkamayacağım” ya da “Zaten şimdi başlasam bile yetiştiremeyeceğim” gibi düşünceler, erteleme davranışını tetikler. Bu davranış, kısa vadede rahatlama sağlasa da uzun vadede öfke, pişmanlık, kendini suçlama, stres ve düşük yaşam tatmini gibi olumsuz etkiler yaratabilir.


Ertelediğiniz işler kendinize dair nasıl bir algıdan kaçınmanıza hizmet ediyor olabilir?


Freud’a göre, erteleme davranışı kişinin bilinçdışında yaşadığı çatışmalarla ilişkilidir.  Bir işin tamamlanması kişide kaygı yaratacaksa, bilinçdışı mekanizmalar devreye girer ve işin ertelenmesine yol açar. Bu mekanizmalardan biri olan baskılama, kişinin bilinçli olarak istenmeyen veya rahatsızlık veren duygu ve düşünceleri bilincinden uzaklaştırmasını içerir. Ancak burada ertelemenin iki farklı görüngüsünden bahsetmek gerekir; ana odaklanmamızı sağlamak için bir süreliğine ertelediklerimiz ve bahanelerle ötelediklerimiz. Baskılama ve bekletme savunma mekanizmaları, güçlü bir benliğin duygusal tolerans gösterebilmesini sağlar. Önümüzde çalışmamız gereken başka bir sınav varsa, düşük aldığımız sınava üzülmeyi ertelemek gibi. Bunun aksine, zararlı erteleme ise kişinin kaygı ya da korkularını yönetemediği için eylemi sürekli olarak ötelemesi ve bu nedenle bir kısır döngüye girmesidir. Sınav örneğinden gidecek olursak, çeşitli sebeplerle sınava çalışmayı hep ertelemek gibi. Sonuç kişi için neredeyse her zaman olumsuz olacaktır.


Erteleme davranışı, obsesif düşünce kalıplarıyla da yakından ilişkilidir. Obsesif düşünce kalıplarına sahip kişiler, genellikle mükemmeliyetçilik ve kontrol ihtiyacı gibi özellikler taşır. Bu kişiler için bir göreve başlamadan önce tüm detayların kusursuz olması gerektiği düşüncesi, harekete geçmeyi zorlaştırabilir. “Ya istediğim kadar iyi olmazsa?” veya “Hatalar yaparsam?” gibi düşünceler, kişiyi sürekli plan yapmaya, detaycılığa ve en doğru anı aramasına yol açabilir. Bu durum, kişiyi bir eylemsizlik döngüsüne sürükler ve zamanla erteleme davranışını pekiştirir.


 

Ertelemek, ilk başta sizi rahatlatan bir davranış gibi gelebilir. “Şimdi yapmayayım, sonra hallederim” dediğinizde üzerinizdeki yük hafifler ve belki kısa süreli bir rahatlama hissedersiniz. Ancak bu his çok uzun sürmez. Ertelediğiniz iş, gün geçtikçe zihninizde büyür ve sonunda aşılması zor bir engele dönüşür. İçten içe o sorumluluğun farkındasınızdır. Bu sefer kaygıdan kaçınmak için gerçekleştirmediğiniz görev, yerine getirilmediği için kaygı uyandırmaya başlar. Bu döngüye neden olan erteleme davranışıyla başa çıkmak için aşağıdaki davranışsal stratejilere göz atabilirsiniz.


  • Nedenlerinizi Keşfedin: Ertelemeyi tetikleyen duygularınızı ve düşüncelerinizi keşfedin. Hangi durumlarda daha çok ertelediğinizi gözlemleyin.  Örneğin, takdir edilmeyeceğini bildiğiniz bir işi ertelemek, yetersiz kendilik algısından korumaya hizmet ediyor olabilir. 


  • İnançlarınızı Değiştirin: Ertelemeye yol açan inançlarınızı tanıyarak ve değiştirerek olumlu inançlarınızı güçlendirin.


  • Hemen Başlayın: Düşünmeyi bırakıp harekete geçin. İlk adımı atmak her zaman en zor olanıdır, ancak başladıktan sonra işler genellikle daha kolay hale gelir.


  • Küçük Hedefler Koyun: Büyük bir hedef göz korkutucu olabilir. Bunun yerine, hedefinizi küçük ve yönetilebilir parçalara ayırın.


  • Gerçekçi Hedefler Belirleyin: Ulaşılabilir ve anlamlı hedefler koyun. Mükemmeliyetçilik yerine “yeterince iyi” kavramını benimsemeye çalışın.


  • Destek Alın: Kronik ve günlük işlevselliğinizi bozan bir erteleme davranışınız varsa, bir uzmandan profesyonel destek almayı düşünebilirsiniz.


Psikolog Rana Uygun



 
 
 

1 comentario


chat
26 ene
Me gusta
bottom of page